17.10.2019

Umre Bilgilendirme ve Eğitim Semineri

 Osmaniye'den 2019-2020 yılı Diyanet İşleri Başkanlığı Umre Organizasyonuyla umreye gidecek vatandaşları bilgilendirmek, huzurlu ve güvenli bir ibadet yapmalarını sağlamak maksadıyla düzenlenen Umre Bilgilendirme ve Eğitim Seminerlerinin birincisi, İl Müftüsü Ali Rıza TAHİROĞLU,  İl Müftü Yardımcıları Muhammed DEĞİRMENCİ, Berrin ERDOĞAN ile Hac ve Umre Hizmetleri Şube Müdürü Muhsin YEŞİLDEMİR tarafından yapıldı.

 İl Müftüsü Ali Rıza TAHİROĞLU seminerde, “Buradan gitmeden önce umre ibadetinin ne anlam ifade ettiğini iyi bilmemiz gerekiyor. Umre hayatımızı yeniden imar eden bir yolculuğun adıdır. Eğer bunu gerçekleştirebilirsek o zaman umre bize fayda vermiş olur. Umre sıradan bir seyahat ve turistik bir gezinti değildir. Zaten bunun için gitmiyoruz. İnsanın genç iken gitmesi ve oraların manevi duygusunu alması çok daha önemlidir. Bu sebeple umre, hayatınızda bir dönüm noktası olmalı. Ömrünüze ömür katmalı.

 Size dağıttığımız kitaplarda tavaf ederken tavaf duaları, say yaparken say duaları var; bunları tabi ki yapalım. Ancak en önemli dua, kalbimizden gelerek yaptığımız duadır. Dilimizle tekrar ettiğimiz dualar kalbimize girmiyorsa, kalbimizden gelmiyorsa bir anlamı yoktur. Öyleyse kalbimizden gelecek dualar yapalım. Kendiniz, aileniz, akrabalarınız, dostlarınız, akranlarınız, milletimiz, memleketimiz ve İslam ümmeti için dua etmelisiniz. Mehmetçiğin içerde ve dışarda terör örgütlerine yönelik başlattığı harekâtın zaferle sonuçlanması için dua edelim. İslam ümmetinin şu problemli, birbiriyle savaşan ve iç kargaşalıkları olan hallerinden çıkmaları, mutlu, müreffeh, huzurlu bir ümmet olarak yaşayabilmeleri için dua etmelisiniz. Hatta insanlığın geleceği için dua etmelisiniz. Efendimiz (s.a.s.), “Dua, müminin miracıdır." buyuruyor. Miraç, Allah'a halimizi aracısız olarak arz etme, Allah'ın huzurunda olduğumuzu bilme bilincidir. Onun için riyadan ve gösterişten uzak, kimsenin duymayacağı bir şekilde el açıp dua etmeliyiz.” dedi

 İl Müftüsü TAHİROĞLU sözlerinin devamında, “Öncelikle şunu bilmeliyiz ki bizler kutsal topraklara ibadet için gidiyoruz, ticaret için gitmiyoruz. Ticaret de helaldir tabi ki. Ancak zamanınızın büyük bir bölümünü orada ibadetle geçirmek durumundayız. Orası özellikle çok kalabalık olacak. Sabretmesini bilmeliyiz. Beklemeyi gerektirecek zamanları dua ederek ve tesbihat yaparak değerlendirmeliyiz. Müminlere zarar vermek doğru bir şey değildir. Bizler Rabbimizin rızasını kazanmak için umreye çıkıyoruz; en önemli niyetimiz ve emelimiz bu olmalıdır. İhramın anlamını iyi bilelim. İhram, kefenin diğer adıdır. İhrama girmek, dünyalık bütün kisvelerden arınmak ve iki parça beze bürünmek. Dünya hayatı dünyada kalır. Yapıp ettiklerimiz ve kazandıklarımız dünyada kalıyor. O zaman ahiretimize yatırım yapmalıyız. İhramın anlamını iyi bilmeyen insan, ihramlı olan insanların dünyasını anlayamaz. Hepimiz her an ecelimiz geldiğinde bu dünyadan ayrılacağız. Genç ya da ihtiyar, kadın ya da erkek fark etmiyor. Ölüm korkulacak bir şey değildir. Bu dünya hayatında iyi bir insan ve iyi bir mümin isen ebedi mutluluğu ve cenneti kazanacaksın. Bundan daha güzel bir şey olur mu? İnşallah umrede, milyonlarca Müslümanın birbirine dua yaptığı ortamda sizlerin de duaları kabul olunur ve günahlarınızdan arınmış bir şekilde gelirsiniz"  dedi.