Rabbimize sonsuz hamd-ü senalar olsun ki; milletimiz ve İslâm âlemi olarak rahmet, mağfiret ve cehennemden azat olma ayı olan Ramazan-ı şerifin sonunda yeni bir bayrama daha kavuşmanın sevinç ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bayramlar, biz inananlar için en müstesna zaman dilimleridir. İman kardeşliğimizin ete kemiğe büründüğü kutsal zamanlardır, iman ve islam üzere sabit kalma inancını canlı tutan islamın şiarlarındandır. Bayramlar, kırık kalpleri onaran, keder ve hüzünleri sevince çeviren, dert ve hastalıkları unutturan kutsi zamanlardır. Bu coşku, bayram sabahı, bayram namazı ile birlikte zirveye ulaşır ve tebrikleşme ve ziyaretleşmelerle gönülden gönüle, haneden haneye oradan da cadde ve sokaklara taşar.
Dini Bayramlarımız, sıradan bir tatil günleri değil, insanî ve İslamî güzelliklerin birlikte yaşandığı, birlik, beraberlik, sevgi ve saygının en güzel örneklerinin sergilendiği, toplumun bütün kesimlerinin birbiriyle kaynaştığı paylaşma ve dayanışma günleridir.
Ancak bugün üzülerek görüyoruz ki, birçok İslam beldesinde savaş, şiddet, terör ve açlık gibi sebeplerle bayram yapamayan kardeşlerimiz var. Kırık ve buruk gönüller var. Bayramlık elbiseler yerine beyaz kefenlerini giyen çocuklar, kadınlar ve yaşlılar var. Harap olan şehirler ve medeniyetler var.
Bugün bizleri bayrama barış, huzur ve güven içerisinde ulaştıran Rabbimize hamd-ü senalar olsun. Ancak, en az bizler kadar bayramı hak eden, fakat yaşayamayan kardeşlerimize vermemiz gereken şey, her ne ise onu vermeliyiz. Kardeşliğin, komşuluğun ve insanlığın gereği olan ve içimizi ısıtan sıcak selamı vermeli, müşfik kucağımızı açmalı hayır ve yardım elimizi uzatmalıyız.
Yine bu Bayramda gönüller yapmak, kalpleri kazanmak için ziyaretleşme ve hediyeleşmeyi bir adım ileriye taşıyarak gönüllerden gönüllere taşımalıyız.! Varlık sebeplerimiz olan anne ve babalarımızı ziyaret ederek hayır dualarını almalı, hayatın her türlü çilesini birlikte taşıdığımız eşlerimizi saymalı, evlerimizin canlı bayramları olan çocuklarımızı sevmeli, coşkusunu iliklerimize kadar yaşadığımız sıla-i rahim ibadetini ve bayram sevincini birlikte tatmalıyız.
İçimizi ısıtan ve yüreklerimizi kıpır kıpır titreten bayramın manevi atmosferinde yetimlerin, kimsesizlerin, yaşlıların ve engellilerin gönüllerini imar etmeliyiz. Aziz şehitlerimizin emaneti olan eşlerini ve yavrularını, huzurevlerinde kalanlarımızı, sokak çocuklarımızı, yoksulları, onuruyla, izzetiyle yaşayan ihtiyaç sahiplerini ziyaretlerimizle, onlara yalnız olmadıklarını hissettirmeliyiz.
Bu duygu ve düşüncelerle, ülkemizin ve İslâm âleminin mübarek Ramazan bayramlarını en kalbi duygularla tebrik ediyorum. Bayramın, ülkemizde ve İslam dünyasında barış, huzur, güven ve adalete vesile olmasını Yüce Allahtan niyaz ediyorum.
Ali Rıza TAHİROĞLU
Osmaniye İl Müftüsü